Burcu ile başlangıç
Ben Sevda, azgınlığı sonuna kadar yaşayıp boşalmaya hazır mısın?
Telefon Numaram: 0044 560 18 39
Arkadaşlar selamlar,
Daha önce Ayça ve Senem ile başımdan geçen birer hikayeyi anlatmıştım, her ikisi de ilk yaşadıklarımızdı. Zamanla devam edeceğim onlarla yaşadıklarımdan fakat bugün yeni bir hikayeye geçiyorum, Burcu…
Burcu minyon tipli, sarışın, çok düzgün bacakları olan ve vücudu ile orantısız büyüklükte göğüsleri olan bir hatun. Vücuduna göre büyük ve gösterişli, herkesin ilk bakışta dikkatini çeken göğüsleri var ama yapısı düzgün, abartı gözükmüyor, dik ve çok çekici. Ayça ve Senem le çok iyi arkadaş, benimle de tabi ki, hep dördümüz takılıyoruz.
Bitirmemiz gereken bir proje ödevinde aynı gruptaydık, süre azalmıştı ve çok işimiz vardı daha yapılacak. Hafta sonu ev arkadaşım memleketine gidecek ve evde olmayacaktı. Bende bize gelmesini, cumartesi bütün gün çalışabileceğimizi, akşam bizde kalmasını, pazar günüde çalıştıktan sonra akşama doğru evine dönebileceğini, pazartesi günü okulda kaldığımız yerden devam edebileceğimizi söyleyip onu eve davet ettim. İki gün full çalışacaktık ama baya yol alabilirdik projede, mantıklıydı. Kalma fikri cazip gelmedi baştan, ama ev arkadaşımın olmadığını ve eğer gelirse akşam onu güzel bir yere yemeğe çıkarabileceğimi söyledikten sonra biraz düşünüp kabul etti. Cuma akşamı okuldan böyle ayrıldık.
Cumartesi sabahı erkenden kalktım, ortalığı toparlayıp Burcu’yu beklemeye başladım ve geç olmadan geldi. Sırtında pekte küçük olmayan bir çantası vardı ve içi dolu gibiydi. Bir eşofman takım vardı üzerinde, bende aynı eşofman altı ve üzerimde bir tişört ile oturuyordum. Hava soğuktu kıştı, fakat ev sıcaktı. Çalışmaya başladık, öğlen yemek söyledik eve ve çalışmaya devam ettik. Hava kararmaya başlayınca ve acıkmaya da başlayınca hazırlanıp yemeğe çıkmayı teklif ettim, güzel bir yere götürecektim O’nu, öyle söz verdim. Hem çok yorulmuştuk hesap kitap yapmaktan, bir ara iyi gelecekti bize de… Güzel bir yerden tek kastım ise sıradan bir giyim dışında biraz daha kendine özen göstermesi ve güzel görünmesiydi, tamda istediğim gibi olmuştu. Hazırlanmak için izin istedi ve arka odaya geçti. Bir odaya bir banyoya girip çıkıyordu seslerini duyuyordum, ama salondan gözükmüyordu. Bende eşyalarımı salona almıştım ve pantolonumu, üzerime gömleğimi giymiş, hazırlanmış onu bekliyordum. Hazırlanması yaklaşık yarım saat sürdü ve ben 15 dakikadan sonra tamam oğlum istediğin gibi çok güzel olacak diye heyecanlanmaya başlamıştım.
Meğer geldiği montunun dışında akşam için ayrı bir paltosundan topuklu ayakkabısına kadar eşya aldığından doluymuş sırt çantası, hazırım diye salona geldiğinde anladım… Siyah boğazlı ve üzerine neredeyse küçükmüş gibi darlıkta yapışan bir kazak, altında mini olmasına rağmen hafif yandan yırtmaçlı kırmızı bir etek, ten rengi ince parlak külotlu çorap, elinde siyah topuklu botları… “İnşallah böyle giyinmeme değecek bir yerdir, sırıtmam insanların içinde” dedi. İnanılmaz görünüyordu, resmen ağzım açık kalmıştı…
Çıktık evin önüne taksi çağırıp, gittik restorana. Aynı Senem ve Ayça ile konuştuğum gibi rahat davranıyor, rahat konuşuyordum Burcu ile de. Bir kadında en beğendiğim tarzın etek/elbise olduğunu, özellikle miniye bayıldığımı, ince çoraptan çok etkilendiğimi ve seksi bulduğumu biliyordu. Sürekli sen nasıl böyle bir hata yaparsın, bana nasıl böyle giyinirsin diye takılıyor O’nu güldürüyordum ama şakam olmadığını anlayacaktı. Güzel bir deniz ürünleri restoranında bir şişe şarapla birlikte yemeğimizi yedik, hafif çakır keyif olduk, açıkçası çalışacak halimizde kalmadı ve eve dönmek üzere çıktık mekandan. Hemen mekanın önünde bekleyen bir taksiye bindik, gelirken yaptığımız gibi ikimizde arka koltuğa oturduk ve ben kulağına eğilip tacizi arttırmaya başladım :” Burcu korkuyor musun?”. Neyden bahsettiğimi biliyor ve bir yandan gülerek bir yandan bana meydan okuyordu :”Neden korkacağım senden allasen!”… Elimi görebileceği şekilde koltukta kaydırarak bacağına doğru götürüyordum pis pis sırıtarak ve elimi tutup durduruyordu beni. İkimizde hafif alkolünde etkisiyle sessiz gülüyorduk taksici anlamasın diye ve ara sokakları tarif edip evin önüne kadar gelmiştik. Taksi ücretini ödedim, ben dönene kadar açtığı kapısını tutarak inmesine yardım ettim ve apartmana doğru yürümeye başladık. O ana kadar fark etmemiştim ama yürüyüşü değişmişti, koluma girmiş öyle yürüyordu. Benim tahmin ettiğimden biraz daha fazla etkilenmişti şaraptan, benden daha çakırkeyif durumundaydı. Dairenin kapısının önüne geldiğimizde ayakkabısını çıkarırken ayakta zor durduğunu fark ettim ama benim çıkartma teklifimi reddetti, içeri girince yürüyemiyorsan kucağıma alayım, nasıl olsa alacağım bu akşam dedim, buna da gülerek cevap verdi. İyiden iyiye asılıyordum artık başka bir muhabbetimiz kalmamıştı, tam istediğim kıvama gelmiştik. İçimden sızıp kalmasın diye düşünüyordum, ama sızsa baygın duruma geçse bile uyutmayacaktım, işimi yapacaktım, kararlıydım.
Yemek üzerine bir Türk kahvesi içip kalkmamıza rağmen girerken ben kahve içmeliyim dedi, benimde içmem gerekli geç içeri ben hazırlar gelirim dedim. Mutfağa girdiğimde ilk işim fermuarımı indirip sikimi boxerın önündeki boşluktan dışarı çıkartıp tekrar fermuarımı kapamak oldu, kalktığında net bir şekilde görmesini eğer dokundurabilirsem rahatça hissetmesini istiyordum, artık sikimin üzerinde bir tek siyah gabardin pantolonum vardı. Mutfakta hazırlarken içerde uyuya kalmasından korktuğum hatunu kahveler elimde salona girdiğimde gayet ayık televizyon kumandası elinde kanal gezerken görünce çok sevindim. Bir sehpa çektim önümüze ve yanına oturdum kahveleri sehpaya koyup. Oda aydınlıktı ve ilk fark ettiğim şey çorabının çok güzel parladığı oldu. Bacak bacak üzerine atmıştı ve havada olan ayağını bilekten çevirip duruyor, sallıyordu. Ben dikkat edeceği ve rahatça görebileceği şekilde bacaklarına bakıyor, arada elimle sikimi düzeltiyordum, dimdik olmuştum bile, çok tahrik ediciydi.
Kahvemizi içip proje üzerinden boş boş konuşurken içerisinin çok sıcak olduğunu söyledi ve ben üzerime rahat bir şeyler giyip geleyim diyerek kahvesini bıraktı, ayağa kalkarken omzundan bastırıp oturttum tekrar, yine kalkmaya çalıştı ve yine oturttum. Şaşırmış bana bakarken tamamen soyunmasına izin veremeyeceğimi, neyi isterse çıkarabileceğini fakat çorabını çıkaramayacağını söyledim. “Baakk seeenn” şaşırması ile, lütfen çıkartma dedim ciddi ciddi, “Böyle kal biraz, harika görünüyorsun!”. Burcu biliyor fakat benim üzerime oynuyor gibi hissettim, gözlerime çok derin bakıyordu. Bazı konuşmalarımızın arasında gözlerimizin içine bakarak sessiz kalıyorduk bir süre. Bir anda hafif doğrulup ona bitişik olacak şekilde yanına yaklaştım, elimi omzuna koyup sarıldım, yanağına bir öpücük kondurdum, sonra bir tane daha ve biraz uzun tutarak, tenini koklayarak. “Proje çalışacak halimiz yok fakat benim güzel bir projem var” dedim. Neymiş o merakının üzerine :”Evcilik oynayacağız, uzun süredir kız arkadaşım yok biliyorsun” dedim. Ne dese beğenirsiniz; “benimde yok ama sen en azından sevişiyorsundur, bende o bile yok ne zamandır” demez mi?
Şaklabanlığa, maymunluğa vurup konuya girmeye çalışırken, nasıl başlayayım diye düşünürken resmen pişip önüme konmuştu mevzu şimdi. Kurduğu cümleye bakacak olursak O’da istekli gelmişti belli ki. “Hiç endişelenme, bu problemi çözeceğiz” dediğimde gülmeye başladı tekrar, fırsat bu fırsat O gülerken elimi bacağına attım ve “çözeceğiz merak etme, rahat ol” dedim… İrkildi elimi bacağına atınca, o an çorabın muhteşem olduğunu anladım, kaygan, incecik, iç gıcıklayıcı… Hafif okşamaya başladım elimi tuttu, tuttu ama çekmiyordu, hareketsiz kalmasını sağlıyordu sadece bacağında. Omzuma attığım elimle ensesinden sarılıp, benden uzak yanağına dokunarak yüzünü bana döndürdüm, daha kısık ve sakin bir sesle “rahat ol dedim ama” diye tekrarladım. Cevap vermeden gözlerimin içine bakıyordu, öpmek için yaklaşırken adımı söyleyip durdurdu beni, başka bir şey dememişti ve ben durmadan yaklaşıp dudağına bir öpücük kondurdum küçük… Elimi tekrar hareket ettirmeye, bacağını okşamaya başladığımda bir kez daha ismimle seslenip yanaklarımdan tuttu iki eliyle, öpüşmeye başladık. Arada çekiliyor, yanağından öpüyor, dudağının kenarını öpüyor, boynundan öpüyor, omzundan öpüyordum. Görebileceği açıdayken elimi bacağından kaldırıyor, pantolonumun üzerinden gözüne soka soka sikimi düzeltip biraz okşuyor, sonra tekrar bacağına götürüyordum. Öpüşmeyi bırakıp kazağını çıkartmaya çalıştım, durdurdu, “üzerime rahat bir şey giyebilir miyim artık?” diye sordu.
Ayağa kalkıp elinden tuttum ve el ele arka odaya götürdüm O’nu, çantasını oraya bırakmıştık, belinden sarılıp bir kere daha öptüm ve “kazağını çıkarabilirsin, eteğini de, fakat çoraba sakın dokunma” dedim, gülerek tamam dedi. Salona geçip nasıl bir manzarayla karşılaşacağımı düşünürken birkaç dakika geçip gelmeyince tekrar kalkıp odaya doğru yürümeye başladım koridorda. Tam odanın kapısına gelmiştim ki kapıyı açtı ve dışarı çıktı, muhteşem görünüyordu. Üzerinde daracık bir tişört vardı kazağı gibi, salona geçtiğimizde anladım ki transparandı, altında çoraptan başka hiçbir şey yoktu ve ince ten rengi tanga bir çamaşır vardı çorabının içinde. Salonda siyah transparan üstünün altında siyah sutyenini görünce çıldırmıştım, inanılmaz seksi duruyordu. Salonda üçlü koltuk çekyattı ve açıp orada uyuyordum ben, o anda açıktı, çarşafı yastığı yatak durumundaydı ve ucunda battaniye duruyordu. Koridor loş ışıktı orda çok çekinmemişti ama salona gelince o halde, ışıkları kapamamı istedi, hemen koltuğun kenarına oturup battaniyeyi açıp üzerini kapatmaya çalıştı.
Gülerek yanına gittim gömleğimin düğmelerini açarak bir yandan, yavaş yavaş… Yanına oturdum, bana bakıyordu, battaniyeyi alıp kenara çektim, bırakmak istemedi, zor kullanarak çektim bir anda yana attım… “Ben sana neden çoraba dokunma dedim, böyle görmek istediğim için olabilir mi acaba?” diye sordum, “ışığı da kapatamam, parlaklığını ve görünüşünü çok sevdim çorabının, tam istediğim gibi” diye de devam ettim. Belinden sarılıp yatırdım onu kendimle birlikte. Bir yandan öpüyor, bir yandan gömleğimin düğmelerini açmaya çalışıyordum, tek elle beceremedim. Tekrar doğruldum, O’da kalktı. Birbirimize döndük oturur vaziyette ve ben bacaklarını okşarken o kalan düğmelerimi sökmeye başladı. Bir ara durdu, “Biz ne yapıyoruz ya” dedi, hiç oralı olmadım, cevap vermedim, deli gibi bacaklarını okşuyor, küçücük ayaklarını elime alıyor okşayıp duruyordum. Gömleğimi çıkarttım, ayaklarını tuttum ellerimle, direkt sikimin üzerine götürüp kavrattım sikimi iki yandan ayaklarına. Bacaklarını okşamaya başladım tekrar ama sikime dayadığı ayaklarıyla öylece duruyordu, tekrar tuttum ayaklarını ve iki ayak tabanının arasına aldım sikimi, ellerimle ben yönlendiriyordum, ayağıyla sikime bastırtıyor, iki ayağının arasına alıp yukarı aşağı yapıyordum. Bıraktım sonra tekrar bacaklarını okşamaya başladım, bu sefer ayakları ile az önce yaptıklarımı kendi yapmaya başladı. Çıldırabilirdim zevkten, hayalini kurduğumdan fazlasını yaşıyordum ve düşündüğümden çok rahat gelebilmiştik bu seviyeye. Ayağa kalktım, oturduğu yerde önünde durdum, pantolonumun kemerini çözerken oda düğmesini açmaya çalıştı. Beceremedi, “Çok uzak kalmışsın iyice unutmuşsun bu işleri” dedim, ben yardım ettim. Rahatlığımı biliyordu ama bu kadarını O’da tahmin etmemiştir sanırım, güldü sadece ve fermuarımı indirdi. Boxer önünden çıkartmıştım zaten, fermuarı indirdiği gibi çıktı bizimki dışarı. Beklemiyordu bunu, daha iç çamaşırım olmalıydı, güldü şaşkınlıkla kaldı öylece yüzünü yana çevirip. Bekliyordum öylece bende, e haydi dedim, pantolonumu tutup indirdi bileklerime kadar, bir kez daha eee haydi dedim, eline aldı okşamaya başladı. Neredeyse yarım dakika bir ömür gibi geçti, sadece eliyle okşuyordu. “Burcu bu kadar unutmuş olamazsın, bende gösteremem ki şimdi ne yapacağını ama başından tutup yardımcı olabilirim” dedim. “Şimdi yapmasam olur mu bunu, midem zaten iyi değil, ne zaman deniz ürünleri tüketsem hafif kötü oluyorum” dedi. Bir yandan istediğimden öte giderken her şey bunu bekliyordum aslında, hiç bozulmadım, “sonra deneriz” diyerek kapıyı açık bıraktım oturdum yanına, bir şey dememesi ümit vericiydi. Yine uzaklaştım az yanından, tuttum ayaklarını tekrar verdim iki ayağının arasına… Bu sefer çoraplı ayaklarının arasında çıplaktı sikim, direkt sikime masaj yapıyordu o küçücük parlak çoraplı ayaklar. Birkaç dakika ayaklarının arasında sıkıştırdı, yukarı aşağı yaptı, ayak tabanıyla bastırdı üzerine ama çok keyifli yapmadığını fark ettim, açıkçası bana da yetmişti, çok tahrik olmuştum. Üzerine uzandım, bacaklarına sürterek öpmeye başladım her yerini. Sonra dönerek O’nu üzerime aldım, sutyenini çıkartmasını istedim. Önce tişörtünü ardından sutyenini çıkardı, bana tişörtünü tekrar giymek istediğini söyledi, seve seve dedim. Natürel çıplaklıktansa aynı çorap dokusunda transparan bir üstü tercih ederdim zaten. Bacaklarını okşarken sikimin üzerinde sürtünmeye başladı. Birkaç kez elinle tutup doğrulttu ve dik biçimde üzerine oturur gibi yaptı, bende arada göğüslerini avuçluyor okşuyordum. Nefes alış verişini duyabiliyordum, ikimizde çok tahrik olmuştuk. Sırtından tutup kendime doğru çektim, üzerime yatırdım. Göğüslerini okşarken bir yandan öpüşmeye başladık tekrar.
Ne kadar ileri gidebileceğimi bilmiyordum, Senem ve Ayça ile de sevişmiştim ama ikisiyle de birlikte olmamıştık, sadece sevişip boşalmıştım. Burcu’nun içine girebilecek miydim? Bilmiyordum. Ağzına verebilecek miydim? Bilmiyordum. Bunları yapabilsem bile ben istediğim kadar devam edebilecek miydim, yoksa o bir süre sonra sonlandıracak mıydı? Bilmiyordum. Sınırımı hiç bilmiyordum ve televizyonun altındaki çekmecede duran prezervatiflerim geldi aklıma, sormadan ilerlemek olmazdı zaten, haddimi bilmeliydim, sınırımı aşmamalıydım. Ben altta, o üzerimde öpüşürken dudaklarımı kulağının hizasına götürüp fısıldadım “televizyonun altında prezervatiflerim var, alıp geleyim mi hemen?”. Bir anda kalktı üzerimden, televizyona doğru gitti, “Nerede?” diye sordu. O kadar heyecanlıydım ki alttaki çekmecede köşede olduğunu söylerken kekeledim resmen. Burcu prezervatiflerden bir tane almış bana gelirken prezervatifi açmış, ben yatarken öylece prezervatifi kafasına geçirmişti bile… Çok şanslıydım ve harika bir gece geçiriyordum.
Prezervatifi taktıktan sonra yanıma oturdu ve çorabını çıkartmaya başlıyor gibi yaparken durdurdum bir kez daha, bende doğruldum, ardından öperek yatırdım O’nu. Sonra doğrulup bir elimi çorabın içine sokup ağ kısmına getirdim, diğer parmağımla dışından aynı yere getirdim ve parmağımı bastırarak deldim çorabını. Gülmeye başladı, “yok artık!” diye bağırdı, var var dedim gülerek, “bu akşam bu çorabı çıkartmayacaksın Burcu!”. İç çamaşırı incecikti zaten, hemen elimle kenara sıyırdım, ardından bacaklarını iyice aralayarak üzerine doğru uzandım.
İnanılmaz beğendiğim, çok arzuladığım, orijinal sarışın, kahverengi gözlü, güzel yüzlü, dolgun göğüslü, incecik belli, dolgun kalçalı Burcu üzerinde siyah transparan bir tişört ve altında incecik ten rengi parlak bir çorapla altımda yatıyor, ben çırılçıplak, prezervatifimi takmış bir biçimde kendi kendine hoplayıp zıplayan sikimle üzerinde duruyordum. Hala yazarken bile içim titriyor. Boynuna dudaklarına daldım ve kulağına eliyle tutup yerine, ucuna getirmesini söyledim sikimi… Eliyle tutup tam amının önüne getirdi ve yavaş olmam gerektiğini, zaten minyon ve küçük bir kız olduğunu, uzun süredir içine kimsenin girmediğini hatırlattı bana. Avucunun içinde sikimi ucuna getirmiş, konuşması bitmeden elinden bırakmamış, hatta eliyle hafif hafif oynuyor sıvazlıyordu. Konuşurken bir ara elinde boşalacağımı düşündüm, söyledikleri kendi kadar tahrik ediciydi çünkü.
Hafifçe girdim içine, gözlerini kapadı, derin nefes aldı, ufak ufak girip çıkmaya başladım. Amı gerçekten çok dardı, benimkisi biraz kalın veya büyük gelmiş olacak ki; “içimi komple doldurdun, biraz büyük geldi, yavaş hareket et nolur” diye ekledi kısık sesle. Artık bu konuşmalara, sikimi kavrayıp sıkan o daracık amcığa daha fazla dayanamadım… Kendimi üzerine bıraktım, sikimi sonuna kadar soktum yavaşça ve boşalmaya başladım. Boşalırken birkaç kez neredeyse tamamen çıkarıp tekrar kökledim, hepsinde hafifçe çığlık atıp inledi… “Bu antrenmandı, çok eğleneceğiz bu akşam” diyerek çıktım içinden ve yanına uzandım.
Neredeyse 10 dakika konuşmadan öyle yattık yan yana, elimi hala bacağına uzatıyor ve bacağını okşuyordum. Kalktık sonra aynı anda, önce o tuvalete gitti, ardından ben. Ben giderken O salona dönüyordu ve çorabının içinde iç çamaşırı olmadığını fark ettim. Çıkartmış ve çorabını tekrar giymişti. Çorabı deldiğim kısmı tutuyor elinle ve “şu yaptığına bak ya, bana bir çorap borçlusun” diyordu. Gülerek O’nu çoraba boğacağımı söyledim ve tuvalete gidip temizlendim. Gittiğim gibi çırılçıplak döndüm, televizyonu açmış, yatağıma uzanmış, battaniyeyi üzerine örtmüştü. Bende yanına uzandım battaniyenin altına girerek, bir bacağımı onun bacaklarının arasına attım, sikimi çoraplı bacağına dayadım tekrar, diğer elimle göğsünü avuçladım transparan üstünün üzerinden, öylece televizyon seyretmeye başladık. Biraz zaman geçmeli ve tekrar kaldırıp başladığımda mahcup olmamalıydım. Neredeyse kırk beş dakika, neredeyse hiç konuşmadan, öyle hafif hafif sürtünerek ve yumuşak yumuşak okşayarak vakit geçirdik televizyon karşısında.
Sonra kalktım, çıplak vaziyette televizyona doğru yürüyüp altındaki çekmeceden prezervatif aldım, tekrar yanına döndüm ve yandaki tekli koltuğun üzerine bıraktım prezervatifi. Hafif sırıtarak ve dudağını ısırarak bana bakıyordu, elimle battaniyeyi açması için açma hareketini yaptım, hemen açtı. Yanına uzandım, elimi başının ve yastığın altından geçirip O’na doğru yan vaziyette uzandım yanına, diğer elimle bir bacağını kavradım, dizinden kırıp kendime doğru çektim. Öpüşmeye ve birbirimizi okşamaya başladık. Elini sikime götürdü, o kadar güzel okşuyordu ki böyle sevişirken boşalabilirdim, kalkıp içine girmek istemiyordu canım. Hafif hafif inlemeye başladım zevkten, hazır gibi bu ufaklık artık dedi ve dönerek üzerime çıktı. Uzanıp kolumla tekli koltukta prezervatifi aldım, ambalajını yırtıp çıkardım ki elimden aldı. Sikimin başına getirip koydu ve elimle aşağı doğru mastürbasyon yapar gibi dibine kadar geçirip taktı prezervatifi. Her hareketine, her eylemine ayrı tahrik oluyordum. Eliyle tutup dik vaziyete getirip üzerine oturmaya başladı, yavaş yavaş alıyor içine, alırken de gözlerini kapatıp sıkıyor, arada “ahhh” gibi sesler çıkarıyordu. Tam benim kalemimdi, güzelliğinin yanında konuşmaları, hareketleri, okşamaları, mimikleri, inlemeleri, garip bulup pek bir anlam veremese de çoraba karşı zaafıma duyduğu saygı ve benim için istemese de çoraba katlanması… İnanılmaz seksiydi. Birkaç kez oturup kalktı ama rahat edemedi, dizlerinin üzerinde durmaktansa ayaklarının üzerinde üzerime çömelerek denedi, rahat değildi. Altındayken koltuk altından tutup yanıma yatırdım tekrar, ben doğrulup üzerine doğru hamle yaptım, sonra yan yatırdım, bir bacağı dümdüz dururken ötekini dizinden kırıp yukarı doğru kaldırdım. Bu minyon tipli kızda hayatımda gördüğüm en dar ve ufak amcığa bakmaktan alıkoyamıyordum kendimi, neredeyse seyredip orda mastürbasyon yapsam yeterdi. Yaklaştım iyice, ucuna getirdim, sürtmeye başladım sikimi amın dudaklarına, hafifçe kafasını sokar gibi yapıp tahrik ediyordum iyice. Dayanamadım böyle devam edemezdim, ittirdim, kafası girdi, gövdesinin bir kısmı girince elini karnımın üzerine doğru koyup ittirdi beni geriye doğru, “yavaş tatlım canımı yakma” dedi kısık sesle. İnanması güç ama mastürbasyon yaparken ben elimle o kadar sıkmıyordum sikimi, girip çıkarken yaşadığım haz aklıma geldikçe titriyorum. Bir süre sonra sırılsıklam olmuştu iyice, çok rahat girip çıktığımı hissettim ve hızlanmaya başladım. Yan dönmüş vaziyette yatıyordu, göğüsleri transparan siyah üstünün içinde muhteşem görünüyordu, bir bacağı dümdüz uzanıyor, diğer bacağı dizden kırılmış yukarı çekmiştim. Kalçasını okşuyordum, baldırlarını okşuyor sıkıyordum, göğüslerini avuçluyordum ama yetmiyordu. Girip çıkarken ve zevkten başım dönerken keşke iki tane daha elim olsaydı diye düşündüğümü hatırlıyorum, o dereceydi. Yaşamak istediğim o kadar çok pozisyon vardı ki, çıkartıp tuttum O’nu, arkasını çevirip dizlerinin üzerine getirmek, arkadan girmekti niyetim fakat durma dedi yüksek sesle, “devam et!”. Hemen soktum yeniden, hızlı ve sertçe girip çıkmaya başladım. Deli gibi inliyor, bacaklarını kasıp bırakıyor, vücudu titriyordu, çok zevk alıyordu şuanda. O’nu böyle görmek mutlu etti beni, hoşuma gidiyordu. Ben bunları düşünürken birden sikimin daha sıkı kavrandığını hissettim, kasılmaya ve titremeye başladı, derin bir “oohhhh” çekti, sonra birkaç kez daha… Durdurdu beni eliyle, karnıma bastırıyor, O’na doğru yaklaşıp içine sokmama mani oluyordu, zaten bende ittirsemde çok zor hareket ettirebiliyordum içinde, sokabildiğim kadar içine sokup durdum… Orgazm olmuştu.
Bir süre sakinleşmesini, kasılmalarının bitmesini bekledim. Bacaklarını, ellerini, vücudunu saldı, derin ve sık nefes alıyordu. Ama ben duramazdım şimdi, bu halini de gördükten sonra iyice çığırımdan çıkmıştım. Tekli koltuktan bir yastık aldım şişkince, belinin hizasına koyup çevirdim O’nu, bacaklarını kaldırdım omuzuma koydum. Hemen elimle yerini buldurup soktum içine tekrar. Bacaklarını omzuna dayamıştım, bıraksam düşecekti, gözleri kapalıydı, elleri açık bir şekilde iki yanında duruyordu, hareketsizdi, hareket edecek pek bir hali de görünmüyordu. Beline göre nispeten geniş kalçalarına kasıklarımı vurdura vurdura içine girip çıkmaya başlamıştım, vücudumuzun temas ettiği andaki çarpma sesini kaydetsem, şimdi hepimiz dinlesek, rahat rahat mastürbasyonla boşalabiliriz öyle diyeyim. İki elimle bacaklarına sarıldım, ayaklarının altını öpüyordum, ayak bileklerini öpüyordum, deli gibi bacaklarını okşuyordum elimi hiç ayırmadan ayak bileğimden başlayıp kalçasına kadar, sonra kalçadan bileğine geri… Belinden kavrıyordum sıkıca, kendimi ileri ittirirken belinden tutup kendime çekiyordum… Göğüsleri takıldı gözüme, inanılmaz sallanıyordu her gidiş gelişimde, transparan bluzu bir toplanıp kırışıyor, bir geriliyordu göğüslerinin arasında. Her saniyeyi kaçırmadan izlemek istiyor, her detayı yakalayıp seyretmek istiyordum… Geldiğimi fark ettim. Bacaklarına sarılıp çoraplı bacaklarını okşarken boşalmaya başladım, bacaklarını omzumdan bırakıp iki yanıma ayırdım, üzerine doğru uzanıp sikimi geri çekip hızlıca kökledim, biraz bu vaziyette aktım, sonra bıraktım üzerine kendimi, dudaklarına yapıştım, hemen karşılık verdi. Bir elimi göğsüne atmış okşarken diğer yandan uzun uzun ve çok ateşli öpüşüyorduk, son damlalarımda böyle aktı… Üzerinde kaldım, bir süre kalkamadım.
Duş aldık, önce o almış, altına ten rengi tangasını, üzerine beyaz bir tişörtünü giymiş vaziyette geldi salona, hemen uzandı yatağa. Ardından ben girdim, altımda boxer ve üzerime bir tişört giyerek çıktım, yanına uzandım önce baktım uyuyor mu diye, yaklaştığımı görünce bana çevirdi başını, hafif doğrulup yanağımdan öptü ve iyi geceler dedi. “Bende hazır banyo yapmışız, yemeğin üzerinden çok zaman geçmiş, belki bir tadına bakarsın diye umuyordum, gözüm açık mı uyuyayım, gözüm açık mı gideyim” dedim. Güldü hafifçe, iyi geceler dedi tekrar. Derdim maymunluktu, gerçekten çok yoğun yaşadık sanırım, elim ayağım kesilmişti benimde. Soğuk bir bira çıkardım dolaptan, onu içip yattım bende.
Pazar sabahı kalktık, sene 1999 olmalı, o zaman bugünkü gibi kahvaltı modası yok, kahvaltıcı yok, mekanlarda kahvaltı yok. Biraz poğaça, simit, börek alıp eve döndüm, çay demledim, uyandı. Birlikte kahvaltı ettik, tekrar çalışmaya başladık. Cumartesi hesaplamaları bitirmiştik, Pazar günü biraz çizim yaptık. Ben yine arada rahat durmuyor, sataşıp şaklabanlık yapıyordum seks üzerine. Çizimleri, hafta sonu için planladığımız seviyeye getirdiğimizde öğleden sonra olmuştu, bıraktık. Artık eve dönmesi gerekiyordu. Yanımda yürürken belimi uzatıp sikimi değdiriyor, pardon diyordum. Esniyor gibi gerilip elimi açıyor göğsüne dokunuyordum, pardon diyordum. Daha prezervatifim var, bayatlar onlar kullanmam lazım, çöpe mi atayım para verdim diyordum, sürekli taciz halindeydim.
Gitmek için hazırlandığında çıkmasına yakın, keşke burada kalsan dedim. “Şimdi burada kalamam gitmeliyim biliyorsun, ama çıkmadan bu hafta sonu yaşananları unutacağına söz verirsen sana son bir güzellik yapayım” dedi. “Unutturmak zor be hayatım, nasıl başaracaksın onu, ne geçiyor kafandan?” diye sorduğumda tek bir cümle kurdu, resmen yıkıldım; “gözün açık kalmasın arkamdan…”. Allah’ım ağzına mı alacaktı yoksa? Hemen tamam dedim, tuttum elinden tekli koltuğun yanına geldim, bana peçete almamı, boşalırken haber vermemi, çünkü yutamayacağını, ağzına boşalamayacağımı söyledi. Ben eline alıp başını öpmesine, kafasında dilini gezdirmesine bile razıydım, hiç sorun değildi. Biraz peçete aldım, eşofmanımı sıyırıp oturdum hemen. Bir yandan gülüyor, diğer yandan önüme çömeliyordu. Boxerın düğmesini açıp çıkarttı dışarı, önce birkaç öpücük kondurdu kafasına, sonra kafasını aldı ağzına. Sadece başını ağzına alıp çıkarttı bir süre, fakat kafasının altında sikimin, öldürücü dil darbelerini hissediyordum. İnanılmaz oynak bir dili vardı, sikimin kafasını ağzının içinde resmen yıkıyor fırçalıyordu. Çok zevklendim, çok azdım… Fakat uzun süre tutamıyordu ağzında, 15-20 saniye ağzına sokup çıkarıyor yada kafasını emiyor, ardından çıkarıp eliyle mastürbasyon yapıyor, sonra tekrar ağzına alıyordu. Birkaç dakika sonra buna doyduğumu fark ettim, son bir kez daha içine girebilir miydim acaba? Bunu düşünüyordum, bir cesaret: “Gel kolaylaştıralım, uzun tutmicam, ayakta bitireceğiz hemen, hem de muhteşem unutacağım bu hafta sonunu söz” dedim, resmen işine geldi. Biraz zorlanıyordu sanırım, belki de beni mutlu etmek için katlanıyordu.
Eşofmanının altını çıkarttım, iç çamaşırını da, bende eşofmanımın altını çıkarttım, boxer hala üzerimde ama sikim önünden çıkmış vaziyetteydi. Ellerini koltuğun sırt dayanma kısmının üzerine koydum, ayaklarının biri yerde diğeri koltuğun oturduğumuz minderinin üzerindeydi, domalmış harika görünüyordu. Hemen çekmeceden bir prezervatif daha çıkarttım ve hızlıca taktım, arkasına geçtim. Dizlerimi kırıp yere doğru çömeldim azıcık, tam yerine getirip ittirdim belimi öne doğru, kafasını sokmuştum. Kalçalarını okşuyor, belini kavrayıp kendime çekiyordum. İnanılmaz bir şeydi, hem ağzına vermiş, üzerine birde üçüncü kez içine girmiştim. Yine zorlanma belirtileri başladı, yavaş olmamı, tam sokmamamı istiyordu, ne kadarına uyabiliyordum bilmiyorum çünkü sürekli konuşuyordu, bende zevkten çıldırmak üzereydim. Bir ara elimi eşofman üstünün altından göğsüne götürdüm, sutyeni vardı, sutyenin üzerinden avuçlayıp okşadım… Dakikalarca girip çıktıktan sonra “hemen bitiyordu çok şükür, uzasa nasıl olurdu acaba!” dedi. Ne fren kalmıştı bende, ne dediklerini duyuyordum, sadece daracık amcığın içinde ileri geri gidip gelirken okşayabildiğim kadar okşama, seyredebildiğim kadar seyretme derdindeydim. Kalçalarını okşarken sikimin giriş çıkışına baktım, inanılmaz seksiydi, geliyordum… Son bir iteleme ile kökledim, göğüslerini avuçladım eşofmanının üzerinden bu sefer, boşalıyordum… titreye titreye, inleye inleye son damlası akana kadar ara ara girip çıkarak, ara ara içinde kasılarak boşaldım…
Toparlandık, hazırlanıp çıktı, bende tekrar duş alıp uzandım televizyon karşısına. Akşam yemek bile yemedim, canım yataktan kalkmak istemedi, öylede uyuya kalmışım. Pazartesi okuldaydık, Senem ve Ayça ile kantinde oturuyorduk hep birlikte. Hafta sonu bize geldiğini ve proje çalıştığımızı konuşurken yaşadıklarımızdan bahsetmeye başladım 😀 “Çok fena yaptım bunu biliyor musunuz?” dedim Senem ve Ayça’ya, gülüşüyorlardı hep birlikte. Öyle bir anlatıyordum ki, sanki hiçbir şey olmamış, ben olmuş gibi anlatıyorum. Ne kadar şakasına anlatıyor gibi olsam da daha önce hem Senem ile, hem de Ayça ile yaşamıştım buna benzer bir şey, ikisinin de kafasında “acaba şaka mı yoksa gerçek mi bunlar?” fikrinin uyandığına eminim 😀
Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Fikirlerinizi paylaşırsanız da mutlu olurum. Müsait oldukça devam edeceğim, şimdilik hoşçakalın…
Ben Gizem, boğalar gibi azdıra azdıra boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 0044 560 18 39
3849 total views, 6 today